Biyografi Fotoğraflar Basından Yazı-Yorum Linkler İletişim Semaver Kumpanya

MAHALLELİ BÖREK GETİRİYOR, BİZ DE ÇOCUKLARINI EĞİTİYORUZ / 5 Ekim 2003, Tuba Akyol - Milliyet Cumartesi

Yönetmen Işıl Kasapoğlu'nun gençlerle kurduğu Semaver Kumpanya, Kocamustafapaşa'yı üs tuttu. Kumpanyanın 10 Ekim'de yeni bir oyunla sezonunu açmasını bekleyenler arasında semt sakinleri de var.

Terk edilmiş, harap bir binaydı. Tonlarca çöp çıkardılar içinden. Temizlediler. Onardılar. Boyadılar. Kocamustafapaşa'daki Çevre Tiyatrosu'nu baştan yarattılar. Çoğu konservatuvar mezunu olan gençlerin tek hedefi sahneye çıkabilecekleri, oyunculuk yapabilecekleri bir tiyatroya sahip olmaktı. Onları bir araya getiren ise tiyatro izleyicisinin yakından tanıdığı bir isim, yönetmen Işıl Kasapoğlu'ydu.

İlk kez geçen yıl 10 Ekim'de perdelerini açan Semaver Kumpanya sezon boyunca 260 kez izleyici karşısına çıktı. İki büyük oyun, dört çocuk oyunu ve bir opera, evet opera; sahnelendi burada. Oysa birçok kişi Kocamustafapaşa gibi bir semtte, devletten maddi destek almayan bu kumpanyanın yaşayacağına inanmıyordu. Nasılsa izleyici bulamayacak, maddi sorunlarla baş edemeyecek ve dağılacaklardı...

Dağılmadılar! Bu yıl da, yine 10 Ekim'de, yine yeni bir oyunla sezonu açmaya hazırlanıyorlar. Üstelik onların yeni oyununu bekleyenler arasında Kocamustafapaşalılar da var. Bir şeyler atıştüırmak için girdiğimiz büfenin sahibi "Tüm oyunlarını ikişer kez izledim. Şimdi çoluk çocuk merakla yeni oyunlarını bekliyoruz" diyor mesela.

Peki neredeyse tüm tiyatrolar seyircisizlikten, parasızlıktan yakınırken; onların sırrı ne? Işıl Kasapoğlu "Biz yakınmak, ağlamak yerine, yeterince istenirse bazı şeylerin başarılabileceğini göstermeye çalışıyoruz" diyor. "Elbette maddi sıkıntılarımız var. Paramız yok. Hem de hiç yok. Hıncahınç dolu salonlara oynamıyoruz. Ama yeni sezona da üç yeni oyunla giriyoruz. Bu arada yol parası bulabildiğimizde Avrupa'ya sürekli turneye gidiyoruz. Bir şekilde para denkleştirip arkadaşlarımızı Avrupa'ya yolluyoruz. Mucize gibi değil mi? Fakat oluyor işte, isteyince olabiliyor yani. Biz bir tür komün kurduk burada. Çocuklar yemeklerini kendileri yapıyor, ortalığı paspaslıyor, Mahmutpaşa'dan ucuza aldıkları giysilerden kostüm hazırlıyor, tanıdık marangozlarla dekor çatıyor, bu arada semtin çocuklarına tiyatro ve gitar kursları veriyor, sonra da yeni oyunları için saatlerce prova yapıyorlar. Böylesine yoğun olmalarının avantajlı bir yönü bile var: Diğer tiyatrolar gibi provaya geç kalma sorunu yaşanmıyor hiç. Çünkü bizim oyuncular zaten hep buradalar."

Orhan Kemal'in "Murtaza"sı ile sezonu açıyorsunuz. Neden "Murtaza"?
Amacım, her sene Türk tiyatrosunun klasik oyunlarından birini ele alarak ona yeni bir bakış açısı getirmek. Madem Semaver Kumpanya gibi bir yerde birlikteyiz, bunu değerlendirelim, Türk tiyatrosunun eserleriyle haşır neşir olalım istedim. İyi Türk yazar yok deniyor. Oysa çok iyi yazarlarımız var. Ben de Türk yazarlara destek vermeye çalışıyorum. Bu aynı zamanda destek almak da demek.

Siz İzmit Şehir Tiyatrosu'nu kurdunuz. Tam orada tüm işler rayına oturmuşken neden orayı bırakıp bu kez de Semaver Kumpanya için kolları sıvadınız?
Bazen örnek olmaya çalışıyorum ben. O ilk ödenekli tiyatroydu Anadolu'da. Ve kimse inanmıyordu yapılabileceğine. Şimdi tıklım tıklım doluyor salon. Ben diyordum ki yerel yönetim tiyatrolarını hangi ilde kurarsanız kurun, olur. Yeter ki nitelikli işler yapın. Bu iddiamı da kanıtladım.

"Şikayet etmek yerine gerekeni yapmak lazım"

Ve Kocamustafapaşa'ya geldiniz, bu kez de "Semt tiyatrosu olur" diyorsunuz.
Aynen öyle. Haliç'in öte yanında bir tiyatro... Ben mahallelimle yaşıyorum burada. Onlar bana börek getiriyor, biz onların çocuklarını eğitiyoruz. Tiyatro, gitar kursları veriyoruz. Çocuk oyunları yapıyoruz. Semt halkı oyunlara geliyor. Tiyatro izleyicisi de bizi yalnız bırakmıyor. Bu kez iddiam şu: Türk tiyatrosu bu kumpanyayla değişecek. İnsanlar bazı şeylerin yapılınca olduğunu görecekler.

Kumpanyadaki oyuncuların çoğu konservatuvardan yeni mezun olmuş. Bu kadroyla oyun sahneye koymak zor değil mi?
Zor olduğu kadar da zevkli. Bu çocuklar oyunculuk eğitimi almışlar. Bu yaşama bir yerlerden dalmak zorundalar. Burada birlikte ürettikleri bir yerden dalmaları, TV gibi ıvır zıvır bir medya aracının kötü dişli çarkları arasında ezilip posa olmalarından iyidir. Oyunculuk, her meslek gibi uzun vadelidir. Bir-iki kerelik baktığınızda ileri gidemezsiniz. Bunu yaşam biçimi haline getirmelisiniz.

Gençler sizinle aynı fikirde mi? Para, ün gibi hedefleri yok mu? Yoksa onlar buraya hiç gelmediler mi?
Onlar buraya gerçekten hiç gelmediler. Kendi içimizde de yapmak isteyene itiraz etmiyoruz. Ben şunu söylüyorum ama: TV oyunculuğu, dublajcılık ve aktörlük ayrı mesleklerdir. TV oyunculuğu kötüdür demek değil bu. Ama başka bir şeydir.

TV'den tiyatroya da transferler oluyor. TV yıldızlarının ünlerinin izleyici çekeceği söyleniyor. Sizce doğru mu bu?
TV starının sahneye çekeceği seyirci sayısı çok fazla değildir. Örneklerini gördük. Çok ünlü TV starları çıktılar, üç-dört kez oynayabildiler. Ürün önemli yani. Yanlış anlamayın, çıkmasınlar demiyorum. Herkes çıksın sahneye. Çünkü bu ticari bir iştir. Ödenekli olmadığı sürece... Kamu tiyatrosu ile ticari tiyatroyu ayırmak lazım.

Ya Semaver Kumpanya? Ticari bir tiyatro değil burası ama ödenekli de değil.
Çünkü ödeneğin doğru dağıtıldığını düşünmüyorum ve buna karşı en azından konuşabilmek için ödeneği reddediyorum. Biz Kocamustafapaşa'da kamu hizmeti veriyoruz. Ama Türkiye'de kamu tiyatrosu ile ticari tiyatro aynı sepete konuluyor.

Kumpanyanın maddi durumu nasıl?
Kötü. Üç-beş dostumuz var. Osman Kavala, Osman Tümay, Canan Çelebioğlu küçük miktarlarda da olsa bize yardımcı oluyorlar. Ama burada her gün 40 kişiye yemek çıkarıyoruz. Çocukların yol parası, yemek gideri; günlük harcamamız 250 milyon lira. Daha bunun kirası, elektriği var. Ben kimseden bize havadan para vermesini istemiyorum. Ama keşke kiramızı, elektriğimizi ödeyecek biri olsa.

Kumpanya üyeleri ne diyor?

Tansu Biçer
"Gençlere şans tanınıyor"

Burada tam bir komün hayatı var. Her şeyimizi kendimiz yapıyoruz. Temizliği, kostümlerimizi... Broşür dağıtılacaksa onu da biz dağıtıyoruz. Sonra sahneye çıkıp oynayan da biziz. Elbette sorunlarımız oluyor. Ama herkes burada bulunmaktan o kadar memnun ki sorunları büyütmüyoruz. Mesela ben şimdi "Murtaza"da başrol oynuyorum. Bu büyük bir şans benim için. Burada gençlere şans tanınıyor.

Ali Savaşçı
"İdealist bir tarafınız yoksa burada olmazsınız"

Işıl hoca çok farklı biri. Türkiye'deki tiyatrocuları, sistemi falan düşününce, devlet tiyatrolarında yönetmenlik yapan birini en fazla göreceğiniz yer TV'dir, değil mi? Peki Işıl hoca ne yaptı? "Ben gençlerle tiyatro yapacağım" dedi ve bu kumpanyayı kurdu. Görüyorsunuz işte.. Bazen yapılması gereken işlerden, parasızlıktan şikayet ediyorum. Ama kumpanya böyle bir şey. İdealist bir yanınız yoksa burada olmazsınız.

Güliz Gençoğlu
"Esnaf bize indirim yapıyor, yardımcı oluyor"

Burada Türkiye'de yapılabilecek en zor şeylerden birini yapıyoruz. Hiç para kaygısı taşımadan sanat yapıyoruz. Üretmek için buradayız. Evet, maddi koşullarımız çok iyi değil. Ama Işıl hoca maddi sorunları olanlara da destek çıkıyor, ek işler buluyor. Zaten burada biri para kazanıyorsa, diğerine yardım eder. Semt esnafı bile bize yardımcı oluyor. İndirim yapıyorlar. Yani biz de burada kendi semtimiz çapında ünlüyüz.

Ana Sayfa || Biyografi || Fotoğraflar || Basından || Yazı - Yorum || Linkler || İletişim || Semaver Kumpanya